-Ebeveynlere yardımcı 9 soru-
Yetişkin çocuklar ebeveynlerini ne sıklıkta aramalı ? Irksal, etnik, kültürel sınırları aşan, birçok ateşli aile tartışması ve incinmiş duyguların merkezinde duran bir soru.
Bazı ebeveynler için, aranmanın altında “ Çocuğum için hala önemli miyim?” “ Onun hayatındaki rolüm nedir?” gibi anlamlar yatar. Diğerleri için çocuğu tarafından aranmak basitçe “Seni seviyorum ve özlüyorum” mesajını içerir. Bir çocuk ebeveynin standardını karşılayacak kadar onunla temasta kalmadığında, ebeveyn kafası karışmış ve reddedilmiş hissedebilir.
Bu konuda karşılıklı tatmin edici bir düzenleme oluşturmak, ebeveynlerin ve çocukların ortak sorumluluğudur. Çocuğunuzun sizi neden daha sık aramadığı konusunda netlik arayan kafası karışmış veya incinmiş bir ebeveynseniz kendinize sorabileceğiniz 9 destek sorusu:
1) Çocuğum ve ben beklentileri paylaşıyor muyuz?
Ebeveynler ve çocuklar, yakınlık ve iletişim sıklığını farklı şekilde hesaplayabilir. Ebeveynleri telefonla konuşmayı tercih ederken, yetişkin çocuklar, e-postaları ve mesajlaşmayı iletişim olarak sayabilir. Ebeveynler her gün konuşmak isterken çocuklar haftada bir haberleşmeyle tatmin olabilir. Telefon görüşmesi uzunluğu da bir anlaşmazlık noktası haline gelebilir. Bazıları telefonda, kısa görüşmeler yapmaktan mutlu olurken, diğerleri saatlerce süren aramaları tercih eder.
Siz ve çocuğunuz bu beklentileri dile getirdiniz mi? Birlikte çalıştığım bazı ailelerde bu beklentiler bir tarafın incinene veya kendisini kapanmış hissedene kadar söylenmeden kalmaya devam ediyor. Burada, yakın olmanın ne demek olduğu hakkında çocukla anlamlı bir konuşma yapmak yerine , çocuğu suçlayıcı taktikler ebeveyn tarafindan geliştirilebilir. Birlikte bu konu üzerinde konuşarak çalışmak için nötr bir zaman bulun ve orada çocuğunuzun yaptığı veya yapmadığı şeyi konuşmak yerine “sizin ihtiyaç duyduğunuz şeyi” dile getirin..
2) İletişim kurma konusunda ben de sorumluluk alıyor muyum ?
Bazı anne-babalar, ilişkiyi sürdürme sorumluluğunun, çocuğun omuzlarında, onları büyüttükleri için bir geri ödeme olarak durduğunu düşünürler. Bu görüşün haklı olup olmadığı ayrı konudur-diğer yandan bu tutum, diğer türlü verimli, karşılıklı bir ilişki olabilecek etkileşimi sabote edebilir. Yetişkin çocuğunuzla ilişkinizi ,her bir insanın iletişimde kalma, birlikte zaman geçirme ve bağlantı kurma çabası gösterdiği bir arkadaşınızla ilişkiniz gibi görün ve besleyin.
3) Çocuğumun sınırlarına saygı duyuluyor mu?
Danışanlar arasında çocuklar, ebeveynlerle görüşmelerin sık sık, karşı cinsle ilişkiler, din, finans ve politika gibi sınır sorunu yaşadıkları yada serbestlik talep ettikleri konulara dönüp dolaşıp geldiğini düşünmekte. Her insan farklı sınırlara sahip olacağından, sınırlarını sevgi dolu, saygılı ve sakin bir şekilde sözlü olarak ifade etmek çocuğun görevidir. Çocuğunun zihnini okumak ve çocuğun neyi rahatça konuşup konuşmayacağını “doğal olarak bilmek” ebeveynin işi değildir.
Bununla birlikte, bu sınırlar çocuk tarafında ifade edildikten sonra, bir ebeveyn, bu konuları sorarak ya da tartışmaya çalışarak onları tekrar tekrar ihlal ederse, çocuk kendini geri çekebilir, sinirli ve içerlemiş hissedebilir, telefon görüşmelerinden kaçınmaya başlayabilir. Konuşma tonunun belirli konular etrafında keskinleştiğini veya çocuüun belirli bir konuyu kapatmaya çalıştığını fark ederseniz, bir sınır ihlali oluşmuş olabilir. Bundan kaçınmak için, ebeveyn ve çocuk birbirini duymak için birlikte çalışmalı ve herkesin rahat konuşacağı konuşma konuları belirlenebilir.
4) Çocuğumun son zamanlarda beni aramaması benimle mi ilgili ?
Telefon görüşmelerinde son zamanlarda bir düşüş varsa, kişiselleştirmeden önce durun.. Çocuğunuz haftada 50 saat çalışıyorsa ve bir aile ile ilgileniyorsa, telefonu almak için bu anları bulmakta gerçekten zorlanabilir. Çocuğunuzun hayatında yeni bir iş, yeni bir bebek, bir hamle, finansal bir gerileme veya bir ilişki mücadelesi gibi yeni bir karışıklık olmuşsa, temel ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmak için geri çekilebilir. Bazen oluşan mesafe anne-baba ile ilgili olmayabilir.
5) Çocuğum ve benim ortak noktamız var mı?
Ne yazık ki, aile bağları nesiller arasında yakınlığı garanti etmemektedir. Çocukların kendi çıkarları, değerleri, inançları, kariyerleri, ilişkileri ve arkadaşları oluşur ve bunlar ebeveynlerin bakış açılarıyla uyumlu olabilir yada olmayabilir. Ortaya çıkan mesafe hem ebeveynler hem de çocuklar için son derece acı verici olabilir.
Ortak bir zemin, payda arayın. Siz ve çocuğunuz yemek yapmayı seviyor musunuz? Benzer kitapları okur musunuz? İkiniz de basketbolu seviyor musunuz? Sizi bir araya getiren konuları arayın. Hatırlanmalı ki , mesafe, ilişkinin kalıcı bir niteliğinden ziyade yaşamın bir aşamasının, özel bir dönemin bir fonksiyonu, niteliği de olabilir. Yaşam döngüsü boyunca, ebeveynler ve çocuklar, bir çocuğun doğumu gibi, diğerlerinden daha sorunsuz bir şekilde bağlandıkları zamanlar olduğunu görebilirler. İlişkilerin, yaşamın akışı içinde doğal ritm ve dönemleri vardır.
6) Çocuklarımla konuşmalarım iki yönlü – karşılıklı mı ?
Bazen danışan bir çocuk, ebeveynlerini aramaktan hoşlanmadığını, çünkü aradığında, konuşmanın yalnızca ebeveynin hayatı, ilgi alanları ve sorunları etrafında döndüğünü söyler. Çocuk yaşamı hakkında konuştuğunda, ebeveynlerin konuşmayı kendi odağına döndürmesi, çocuğun ebeveynlerinin onların yaşamlarıyla ilgilenmediğini hissetmesine neden olur. Duyulmamış ve ilgilenilmemiş hisseden çocuk tekrar telefonda iletişim kurmaktan kaçınmaya başlayabilir. Telefon görüşmelerinizde karşılıklılık olup olmadığını fark etmeye çalışın.
7) İstenmeden tavsiyelerde bulunuyor muyum ?
İş stresli olduğunda, bir buluşma kötü gittiğinde, uzun zamandır devam eden bir arkadaşlık bir zorlukla karşılaştığında , çocuğunuz sizinle konuşmak isteyebilir. Ancak aradığı , anne-baba tavsiyesi olmayabilir. Böyle zamanlarda, bir destek , dinleyen bir kulak bulmak, acısının görülmesi ve var olduğunun ifade edilmesi onlar için anlamlı , gerekli olandır. Anlaşıldıklarını ve hissettikleri gibi hissetmelerinin doğal olduğunu bilmek ihtiyacını duyarlar.
Çocuk tarafından iritasyon, hayal kırıklığı veya “ama…” ile karşılanan bir tavsiyede bulunduğunuzda, çocuğunuz sizi çözüm için değil, destek için arıyordur. Araması istenmeyen tavsiyelerle tekrar tekrar karşılandığında çocuk geri çekilebilir. Burada çocuk, “Şu an hayal kırıklığı yaşıyorum, üzgünüm ancak tavsiye aramıyorum” diyerek döngüyü kırabilir. Beni sadece dinleyebilir ve bunu çözeceğime dair bana güven verebilir misin ? ” çocuğun yada çocuğun ihtiyacının o an dediği olabilir. Proaktif olmak isteyen ebeveynin sorabileceği soru “ Destek ve dinleyecek bir kulak mı mı arıyorsun ya da tavsiye mi istiyorsun? ” olabilir.
8) Çocuğumla ilişkimizde çözemediğim bir şey var mı?
Çözülemeyen bir çocukluk çağı hasarının varlığı çocuktan gelen iletişimi azaltabilir. Çocukluktan gelen bir acı, ebeveynlere önemsiz ya da küçük görünebilir. Çocuğunuz sizi istediğiniz kadar sık aramıyorsa yada ilişkiniz arzuladığınız yakınlıktan yoksunsa, tamiri gereken eski yaralar var olabilir.
Bazen bu yaraları ele almanın en zor yanı, ebeveynlerin ve çocukların çocukluk olaylarını çok farklı mercekler aracılığıyla hatırlamalarıdır. Bir ebeveyn kendi stresini, tükenişini ve maddi korkularını hatırlarken, çocuk sadece okuldan eve geldiğinde ebeveynlerinin kendisine olan uzaklığını hatırlayabilir. Bir ebeveyn eşi ile anlaşmazlıklarını ve bunların evliliğe olan etkisini hatırlarken, çocuk evin içinde parmak ucunda yürümesini ya da huzuru korumaya çalışmasını hatırlayabilir.
Eski yaralar varsa, bunları tartışmaya açık olun. Çocuğunuzu dinlerken, cevaplama veya açıklama niyetiyle değil, onun yaşadıklarını anlama niyetiyle dinleyin. Hafızası sizinkinden farklı olacak, ama her biriniz bu çocukluk dönemini meşru bir şekilde deneyimlediniz. Ebeveynlerin çocukları için yaptıkları ile bu sürece yer açmak zor olabilir. Ancak bir ilişkiyi geliştirmek, bir başkasının deneyimine ve gerçekliğine yer açmak ve onun bakış açısının varlığını, kendisini “görmek” anlamına gelir.
9) İhtiyaçlarımı çocuğuma nasıl iletiyorum, ifade ediyorum ?
Bir ebeveyn yetişkin çocuklarıyla bağlantısının kesildiğini hissettiğinde, daha fazla aramalarını sağlamak için suçluluk taktiklerini uygulayabilir. “Aramadığın zaman çok yalnız hissediyorum, konuşacak kimsem yok. Ya da karşılaştırmayı kullanabilir:“ Kardeşin beni her hafta arıyor; sen neden aramıyorsun ? ”veya görev duygusu:“ Seni büyüttüm; Bana bunu borçlusun. ”Suçluluk sık sık kısa vadede başarılı olsa da, uzun vadede hoşnutsuzluk ve kopukluk eker. Çocuk taktiğe ve mesafeye içerleyebilir , ebeveyn bağlantı kurmak için suçluluk duygusu taktiğine geri dönebilir.
Çocuğunuzla konuşmanın yeni olası yolu, ebeveyn olarak , çocuğa olan derin sevgiyi, onun yaşamının bir parçası olma arzusunu ve dışarıda bırakılma korkusunu ifade etmek olabilir.
Diğer yandan ve nihayetinde, ihtiyaçlarını etkili bir şekilde iletmek, birbirlerinin sınırlarını onurlandırmak ve ilişkinin sağlığı üzerinde tutarlı bir şekilde çalışmak, ebeveyn ve çocukların ortak sorumluluğudur.